19.05.2002 Tanju
Selam Dostlar,Bilmiyorum bu mesajlar size hangi saat'le geliyor. Gönderdigim makinaFransa saatine ayarlı, su anda da 12h30.
Ama buranın saati 06h00. Guneş doğalı 1 saat oluyor.
Hayatım boyu belki 10 kez güneş doğuşunu görmeyi sevmişimdir. Belki de Fakültedeki imtahan gunlerinde sabahlamamdan gelen bilinç altındaki kötü izler.
Ama bugün iş degişti galiba. Işığın doğması bambaşkaydı. Nasıl olsa daha cok 02-07 nobeti tutacagım, o zaman daha da netleşir.
Gün geçtikçe herşey basitleşmeye, daha doğrusu basit gözükmeye basladı.
Mesela sabahtan bir kova deniz suyunu guneşe bırakıyoruz öğlenbulaşıklarını yıkıyoruz, hanımlar merak etmeyin onden sonra da soğuk deniz suyuyla duruluyoruz. Yalnız dün akşam Olivier'nin jambonu açtık, onun bulaşığıyağlı cıktı, bir de arka güverteyi deterjanla yıkamak zorunda kaldık.
Dün Patrice'le 10-15 dk. suyu yere dökmemize güldük. Ne var bunda tekne sallanıyor, 5lt.likten 1,5lt.e döküyorsun huni yok filan diyeceksiniz, yok öyle değil, bunları biliyorduk, hatta birbirimize söyledik, yine de yaptık ve döktük ve deliler gibi güldük.
Şu anki mevkimiz
27.07 N 56.18 W
Ortalama 6 mille yol aliyoruz. Ruzgar 15 filan esiyor (sevgili babacığım Gelibolu'da pazar günü öğle yemegindekinden biraz fazla) Olabildigince doguya gitmeye calışarak, kuzeye doğru çıkıyoruz.
Sanırım yarın bizi Azor'lara atacak rüzgarlara ulasacağız. Barometre dün 1020 su anda ise 1025'i gösteriyor. Yani yüksek basınc yani batıdan esen rüzgarlar geliyor, umarım yakalarız.
Biraz sonra meteo'ya bakacagız, orada tahminimizi teyid ederiz. Bu Fransiz milletiyle yemekler gayet duzenli, degistirmeye gayret ederek zamanında ve aperitifle alıyoruz. Cok degil ama duzenli ve çeşitli. Tabii guneş batısının zevki bambaşka.
Bir tarafta, batmadan çok az once 3-5 saniyeligine yeşilleşen Antillerin güneşi, diğer tarafta gunes batmadan bitmesi gereken bulaşık, güverte hazırlıkları filan. Aksamlari ana yelkene 1 camadan vurup, cenoayıufaltmak iyi oluyor.
Düzenli olarak rüya gormeye basladım. 1 saatligine siesta yapsam bile rüya görüyorum. Karabasan filan da degil, güzel tatlı rüyalar. Herhalde kafa yavaş yavaş boşalıyor.
Bir keresinde gece nöbetinde dalmişım Jaws filmindeki bir sahne canlandı, hani köpek balığının tekneyi surukledigi sahne, fırladım elime gece lambasını aldım, denizin üstünü taramaya baskaldım, tabiiki bunlar 2-3 saniye sürdü.
Sonra baktım ki nobetdaşım Olivier bana garip garip bakıyor. Tabii tüm rüyalar böyle değil, !!!!
İşte denizce günler böyle geçmeye başladı. Unutmadan yeni bir zevk edindim. Ciğnedigim her lokmayı ufacık, dilimin hissedemeyecegi kadar ufalamak, cignemek ve bundan zevk almak. Çılgın bir zevk. Tabii sonsuz okyanusa ve goğe bakarak.
Deneyin, calışın...zayıflatır da.... :))))
Sabah nobetinin yararı, bilgisayar uzun sure bende kaldı, bol bol yazabildim, sizlerle paylasabildim. Babam hep der, patronum da yapar zaten "erken kalkan yol alir...." :)))))
Nöbetdasim Eric'i (ayni zamanda kayinbirader mi eniste mi ne, iste ondan, kısacasi kardeşimin kocası) uyandırayım biraz da o bir seyler yazacak, digerleri kalkmadan.
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.
Tanju BERK
(Mesajları okumadan, duzeltmeden gönderiyorum. cümle düşüklukleri ve klavye hataları için pardon.)