Miğri Balığı
Congeridcıe familyasından olan mıgrı, yılanbalıkları grubundandır.

Yaz başlarında çakıllı ve kayalık sahillere gelen mığrılar bu kıyılardaki mağaralara, taş kovuklarına yuvalanırlar.
Kışın daha derin sulara ve yine taşlık mağaralık diplere çekilirler. Mıgrının boyu ortalama 1.20-1.50 cm'dir. 3 metreye kadar olanları vardır. Ağırlıkları 45-50 kg.'ı bulabilir. Erkekleri dişilerinden daha küçüktür.
Uzun silindir şeklindeki gövdesi, gözle görülmeyecek kadar küçük ve deriye iyice intibak etmiş pullarla örtülüdür. Derisi çok kalın ve kaygandır. Yan çizgisi sırtına paralel olarak kuyruğuna kadar uzanır. Mığrının rengi yaşadığı ortamın rengine uygundur. Dip kumluysa balık grimsi sarı bir renk alır. Çakıllı dipte veya kayaların arasında koyulaşır. Renkleri genellikle açık kahverengiden koyu kurşuniye kadar değişir. Karınları kirli beyazdır.
Solungaç yarıkları geniş olup kafanın altına kadar uzanır. Ağız geriye, gözün hizasına doğru uzamıştır. Balığın oldukça geniş olan ağzında sivri dişlerden oluşmuş diziler görülür. Üst çenedeki bir sırada dişler çok sıktır ve bir kesme kenarı oluştururlar. Kafanın önündeki çift burun deliği boru biçimindedir.
Gerideki burun deliklerinin her biri gözün ön kenarının tam karşısındadır. Mığrının, derin deniz balıklarını andıran iri gözleri vardır. Yan yüzgeçleri küçük olup, karın yüzgeci balık dipte yaşadığı için gelişmemiştir. Buna mukabil sırt ve anüs yüzgeçleri kuyruk ucuna kadar devam ederek birleşirler ve kuyruk yüzgecini meydana getirirler.
Mığrı rahat ve zarif bir şekilde yüzer. Suda dolaşırken dalgayı andıran hareketlerle ilerler. Bu dalgalanmalar önden arkaya, sırt ve anüs yüzgeçlerinden aşağıya doğrudur. Daha süratli yol alabilmek için gövdesini bir yılan gibi sağa sola kıvırır. Zaman zaman gövdesini dalgalandırarak yan döner. Kayaların arasında yarıklarda bazen sırtüstü yatar. Solunumuyla ilgili olarak zaman zaman ağzını esner gibi açar ve kapar.
Mığrı etçil ve obur bir balıktır. İçlerinde leş hatta küçük mığrıların bulunduğu her cins besini yer. Yengeç ve ıstakozları ağzına alarak kayalara vurur, sonra yutar.
Mığrı da tatlısu yılanbalığı gibi bir defa yumurta döker ve sonra ölür. Avrupa'nın Atlas Okyanusu kıyılarında yaşayanlar yazın sonlarında Sargossa Denizi yakınlarında 3.060 metre derinliğe yumurta bırakırlar. Mığrı yumurtlamadan önce besin almayı keser. Rengi hemen hemen siyaha dönüşür. Gözleri daha da irileşir. O zaman balık derin deniz hayvanlarına daha çok benzer. Dişi, her birinin çapı 2.5 mm. olan üç-sekiz milyon arasında yumurta döker. Bunlar derin suların ara tabakalarında yüzer, zaman zaman yüzeye çıkarlar.
Ülkemizde pek ragbet edilmeyen mığrının eti Avrupa'da, özellikle İngiltere'de çok makbuldür. İngiltere'de ve İrlanda kıyılarında rekor denecek büyüklükteki mığrılar amatör balıkçılar tarafından avlanır. Eti beyaz, yağlı ve serttir.
Balığın kafası sağlam bir sicimle bağlandıktan sonra yüksekçe bir yere asılır. Sırt ve anüs yüzgeçleri çok keskin bir bıçakla kesilir, bundan sonra balığın içi de temizlenerek boynundan kuyruk yüzgecine doğru derisi bir penseyle tutulup aşağı doğru çekmek suretiyle tulumu çıkarılır. Kuyruk bölümünden üç parmak eninde bir kısım ve balığın kafası boynundan kesilir. Kafasız ve kuyruksuz, tulumu çıkarılmış gövde yine keskin bir bıçakla üçer parınak eninde dilimlere kesilir. Bu dilimler soğan, domates suyu ve sirkeye bir gün yatırılıp buzdolabında bekletildikten sonra ertesi gün tavası veya pilakisi yapılır.
Mığrının yağlı ve beyaz eti marine edildikten sonra oldukça lezzetlidir. Mığrının özellikle avı yapılmaz. Fanyalı ağlara, paraketaya yakalanmış balıklara musallat olan Mığrılar ağları ve paraketaları bozarlar, üzerlerinde balık da bırakmazlar.
Avı yapılmak istendibinde daha çok geceleri av mahalline gidilip dibi kayalık ve taşlık kıyılarda demir atılır. Olta olarak 0.50'lik zokalı lüfer takımı kullanılabilir. Zokanın iğnesine yarım yaprak halinde kesilmiş herhangi bir balık takılıp suya koyverilir.
Olta dibe koyverildikten sonra yanm kulaç kadar yukarı alınıp zaman zaman hareket ettirilir. Mığrı yeme atlayıp kovuğuna götürmek istediği anda çalınıp balık yukarı doğru çekilir. Mığrı her ne kadar müren kadar tehlikeli değilse de çok mücadeleci, güçlü ve fırsatını bulursa insanın elini dişleyebilecek bir balıktır. Balığı içeri alırken dikkatli olup doğrudan doğruya livara atmalı ve zokanın üstünden misinayı kesip yeni av için yeni zoka takılmalıdır. Teknede livar yoksa, içeri alınan balığın başına sert bir cisimle vurmak veya balığın kafasını kesmek gerekir. Mığrı genellikle geceleri daha çok ve daha kolay avlandığı için kaza ihtimalini mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmak gerekir.