Şuan Yelkenci.org Arşiv Sayfasındasınız!
Yelkenci.org ana sayfasına geçiş yapmak için tıklayın...

Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Geçişleri Engellenebilir mi?
06 Ağustos 2001, 10:41 5

Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Geçişleri Engellenebilir mi?

Ne kadar çok ülke iç hukuk düzenlemesi ile (uluslararası hukukla cakışsa bile) ya da bölgesel anlaşmalarla çevreyi koruyucu önlemler alırsa, genel hukuk kuralları değişir, teamül hukukuna girmeye başlar ve gün gelir nükleer gemilerin geçişlerini tamamen engelleyen uluslararası anlaşmalar imzalanır.

Dr. Nihan ÜNLÜ, MSC 74 Görüşmelerinde Türk Delegasyonunda yer aldı. Rusya Parlamentosu önümüzdeki 10 yıl içinde 20 bin ton nükleer atık ithal ederek Rusya topraklarında depolanmasını öngören yasayı kabul etti. Bu yasa ile Rusya'nın alacağı nükleer atıklar deniz yoluyla Karadeniz'e ulaşacağı için Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.

Çevre Bakanlığının uluslarasi hukuk kuralları cercevesinde bu gemilerin geçişlerini engellemeye çalışacaklarına ilişkin bir açıklaması Hürriyet Gazetesi'nin 8 Haziran tarihli yazısında yer aldı.

Şu bir gercek ki eğer Çevre Bakanlığı uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde hareket edecek olursa bu atıkların geçişlerini engelleyemeyecektir. Çünkü uluslarası hukuk kıyı devletlerini bu konuda korumamaktadır. Genel izlenim Montreux Anlaşması yüzünden gemilerin geçişlerinin engellenemediğidir ancak asıl neden genel hukuk kurallarının kıyı devletini korumada yetersiz kalmasıdır. Diğer bir deyisle Montreux olsun olmasın bu gemilerin gecişleri uluslararası hukuk kurallarına göre kısıtlanamaz.

Bunu UNCLOS anlaşmasının zararsız geçiş maddesinde ve nükleer madde taşıyan gemilerin geçişlerini düzenleyen 23. maddesinde görebiliriz. Bu maddeye gore nükleer madde taşıyan gemiler zararsız geçiş yaparken belirli dokümanları taşımalı ve uluslararası anlaşmalardaki bir takım önlemleri almalıdırlar. SOLAS ve MARPOL anlaşmaları da bu önlemlerin neler olabilecegini yazmıştır. Ancak bu önlemler gemilerin geçişlerin engellenmesine ilişkin değil güvenli geçiş yapabilmesine ilişkindir. Aynı şekilde zararlı madde taşıyan gemilerin geçişini düzenleyen Türkiyenin de taraf oldugu Basel Anlaşması da içeriğindeki belirsizlikler yuzunden bu gemilerin geçişlerini engelleyememektedir.

Bu anlatılanlar ışığında Çevre Bakanlığının uluslararası kurallara bağlı olarak işlem yaparak boğazları koruyucu önlem alması mümkün değildir. Bu durumda ne yapılmalıdır.

İki yol öne sürülebilir. Bunlardan birincisi Türk Boğazlarının cok hassas bir bolge oldugunun IMO'da (Uluslararası Denizcilik Örgütü) kabul ettirilmesi ve nükleer atık taşıyan gemilerin geçişlerinin kısıtlanmasınin saglanmasi. Ancak bu uzun zaman alan bir islemdir ve uzun bir prosedür gerektirir. Bu nedenle acil önlemler alınması gereken Türk Bogazlarinda boyle bir yola gidilmesi şu an icin uygun olmayabilir. İkinci yol ise Arjantin, Haití, Ivory Cost, Nijerya, Filipin, Venezuella, Antigua, Kolombiya Dominik Cumhuriyeti ve Porto Rikonun yaptığı gibi bu tür yük taşıyan gemilerin geçişlerini iç hukuk düzenlemesi ile kısıtlamak, yada Mısır, İran, Malezya, Oman, Suudi Arabistan, Yemen gibi izne tabi tutmak.(Ne yazık ki Türkiye iç düzenlemesi ile yaptığı 1994 Tüzüğünde nükleer gemilerinin geçişinin izne bağlanması kuralını 1998 Tüzüğüyle ortadan kaldırdı). Şunu eklemek gerekir ki bu ülkelerin hemen hepsi UNCLOS a taraf ülkelerdir. Demekki bu ülkeler uluslararası hukuk kurallarini göz ardı ederek, diğer bir deyişle bir iç hukuk düzenlemesiyle onayladiklari uluslararası anlaşmanın sınırları dışına çıkarak, kıyılarını koruyucu tedbirler alabilmişlerdir. Pratikte uygulanan rejim ileride teamül hukukuna etki yapacagi için ve de ileride yapılacak uluslararası anlaşmalarda kıyı devletleri lehine olumlu uygulama getirebileceği icin izlenmesi gereken yol budur. Bu durumda Türkiye de pekala Montreux'ye de geçiş serbestliği tanıyan maddelerle cakışan kuralları tek taraflı olarak bu devletlerinde öne sürdüğü gibi ''kirliliği önleyici prensipler'' ışığı altında alabilir. Bu durumda diger devletlerin tek taraflı aldığı önlemler ne kadar hukuki (!) ise Türkiye'nin alacağı önlemler de o derece hukukidir.

Özetle şunu söyleyebiliriz. Türkiye'nin Boğazları koruyabilmesi için öncelikle uluslararası hukuk kurallarının değişmesi gerekir. Bunun sağlanması da uygulamanın değiştirilmesi ile mümkün olur. Ne kadar çok ülke iç hukuk düzenlemesi ile (uluslararası hukukla cakışsa bile) ya da bölgesel anlaşmalarla çevreyi koruyucu önlemler alırsa, genel hukuk kuralları değişir, teamül hukukuna girmeye başlar ve gün gelir nükleer gemilerin geçişlerini tamamen engelleyen uluslararası anlaşmalar imzalanır.

Dr Nihan ÜNLÜ

TYF 2021 Türkiye Funboard Slalom Ligi 3. Ayak Sona Erdi

28 Ekim 2021

Türkiye Yelken Federasyonu 2021 yılı Faaliyet Programı'nda yer alan "TYF 2021 Türkiye Funboard Slalom Ligi 3. Ayak" yarışları 21 - 24 Ekim 2021 tarihleri arasında Can Deniz Kulübü ev sahipliğinde İçmeler - Urla / İzmir parkurunda gerçekleştirildi.

IQFoil Dünya Şampiyonası Tamamlandı

24 Ağustos 2021

IQFoil Dünya Şampiyonası 16-22 Ağustos tarihleri arasında İsviçre'de gerçekleştirildi.

StatCounter