A.B.D' ye yönelik saldırıların olası sonuçları.
ING Barrings tarafından 11.Eylül.2001 tarihli olarak yayınlanan rapor'un tercümesi ekte sunulmuştur.A.B.D'ye yönelik gerçekleştirilen saldırılar; organizasyonel boyutu, ölçeği ve sebep oduğu trajik boyuttaki insan kaybı bakımından emsalsizdir. Bu durum, saldırıların sonuçlarının önceki krizlerle karşılaştırılarak tahmin edilmesini zorlaştırmaktadır. A.B.D ekonomisine ilişkin tedirginliğin ve global resesyon tehdidinin baskın olduğu bir döneme denk gelen saldırıların zamanlaması bu bakımdan oldukça kötü bir döneme denk gelmiştir. İlk aşamada piyasalar kuşkusuz en güvenli ve risksiz enstrümanlara yönelecektir. Ancak önümüzdeki günlerde piyasaların esas seyrini, A.B.D'nin söz konusu saldırılara verdiği cevap ve saldırıyı gerçekleştirenlerin olası karşı eylemleri şekillendirecektir. Bu rapor, daha önce yaşanan kriz dönemlerinin ışığı altında gelişmekte olan ülkeri taşıdıkları farklı risk unsurları bakımından incelemeye yönelik olarak hazırlanmıştır.
Global Ekonomiye ve Piyasalara Etkisi
A.B.D'ye yönelik gerçekleştirilen saldırılar; organizasyonel boyutu, ölçeği ve sebep oduğu trajik boyuttaki insan kaybı bakımından emsalsizdir. Bu durum, saldırıların sonuçlarının önceki krizlerle karşılaştırılarak tahmin edilmesini zorlaştırmaktadır. Buna karşın, aşağıda yaşanan son gelişmelerin global ekonomiye ve piyasalara olası etkilerini incelemeye yönelik bazı varsayımlar sunulmaktadır.
Ekonomik anlamda söz konusu saldırıların sonuçları, sebep olduğu insan ve gayrimenkul kaybının çok ötesine geçerek önemli boyutta bir risk ve belirsizlik ortamı yaratma ve dengeleri yerinden oynatma tehdidi içermektedir. Saldırıların zamanlaması, A.B.D ekonomisine ilişkin tedirginliğin ve global resesyon tehdidinin baskın olduğu bir dönemden daha kötü olamazdı. Finansal piyasalarda, iş dünyasında ve tüketici davranışlarında güven unsuru zedelenebilir ve bu alanlardaki global etkinlikler önemli ölçüde zarar görebilir.
Saldırıların Orta Doğu Bölgesi ile ilişkilendirilmesi petrol fiyatlarının ciddi şekilde yükselmesine sebep olmuştur. Petrol fiyatlarındaki söz konusu tırmanış, enflasyon oranlarının yükselmesine, tüketici alım gücünün düşmesine ve global etkinliklerin zayıflamasına şimdiden ön ayak olmuştur. Piyasaların, saldırıların hemen ardından söz konusu gelişmelere önemli ölçüde tepki gösterdiği gözlenmiştir. Ancak önümüzdeki günlerde piyasaların esas seyrini, A.B.D'nin söz konusu saldırılara verdiği cevap ve saldırıyı gerçekleştirenlerin olası karşı eylemleri şekillendirecektir. Bu aşamada, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerin boyutu ve yaratacağı zarar hakkında tahmin yürütmek mümkün gözükmemektedir.
Piyasaların Tepkileri
Likit ve güvenli olan enstrümanlara yönelim- devlet tahvil ve bonoları
Riskli varlıklardan kaçış- hisse senedi, şirket bonoları, gelişmekte olan devlet tahvilleri
Olası sistematik riskler- yüklü pozisyon almış (borçlanmış) oyuncuların zararı, ödeme sistemlerinde ortaya çıkacak problemler
USD üzerindeki baskı oluşacak mı? - Çelişkili faktörler: USD şimdiye dek güvenilir ve risksiz olması sebebiyle tercih edilirken şu anda saldırılar belirgin bir şekilde A.B.D'ye ve A.B.D ekonomisine yönelik
Yabancı yatırımcı ilgisi Japon fonlarına yönelecek: Yen olumlu
Almanya ve İsviçre bonoları A.B.D. tahvilleri karşısında değer kazanabilecek
Petrol, altın ve stratejik metal fiyatları yükseliş kaydedebilir
A.B.D.'de savunma sanayi, petrol ve inşaat sektörlerindeki hisse senetleri (göreceli olarak) olumlu etkilenirken, ulaştırma, finans ve sigorta sektörlerindeki hisse senetleri önemli ölçüde zarar görecek
Mali Politikalardaki Etkileri
F.E.D piyasalara likidite enjekte edecek / faiz oranlarında indirime gidilecek- diğer Merkez Bankaları da benzer tedbirler alacak
Savunmaya yönelik bütçe harcamalarında önemli derecede artış kaydedilmesine bağlı olarak devletin finansman ihtiyacı artacak
Ekonomik Alandaki Etkileri
Ekonomik etkinlikler yavaşlayacak
A.B.D'de tüketici ve iş dünyası güveni büyük ölçüde zedelenecek
Tırmanan petrol fiyatları enflasyona olumsuz etki edecek
Yatırım harcamalarında düşüş gerçekleşecek
Kamu harcamaları artacak
Daha önce yaşanan krizler, A.B.D'ye yönelik gerçekleşen ve benzeri olmayan saldırıların ekonomiyi ve piyasaları nasıl etkileyeceğini tahmin etmemiz açısından oldukça sınırlı bir rol oynamaktadırlar. Buna karşın ilişikte, önümüzdeki dönemde gerçekleşecek gelişmeler hakkında ipucu vermeleri açısından 1990 Körfez Savaşı ve 1998 Rusya krizinde piyasaların verdikleri tepkiler incelenmiştir. Her iki dönemde de hisse senedi piyasalarının düşüş kaydettiği, bono getirilerinin düştüğü ve bonolarda spreadlerinin açıldığı dikkat çekmektedir. Ancak bu iki kriz döneminde USD, diğer para birimleri karşısında farklı seyir izlemiştir. 1990'da USD değer kazanırken, 1998 krizi sonrasında değer kaybına uğramıştır. Benzer şekilde, 1990 sonrasında ekonominin resesyona girdiği gözlenirken, 1998 krizinde çok kısa süreli bir yavaşlamanın ardından toparlandığı gözlenmiştir.
A.B.D'nin Olası Tavrı
Amerikan kamuoyu karşı saldırıya geçilmesini beklemekte, ancak saldırıların kime yönelik olacağı halen belirsizlik taşımaktadır.
A.B.D ve Avrupa'ya yönelik başka saldırıların gerçekleşmesi halinde takınılacak tavır çok daha ağır olabilir.
Gerçekleştirilen saldırılara karşı uluslararası düzeyde oluşturulacak bir birlikle karşılık verilip verilmeyeceği önem kazanmaktadır
Saldırıların Bin Laden'in organize ettiği varsayımında:
Bin Laden ve onu destekleyenler titizlikle masaya yatırılacak, ve bunlara yönelik karşı saldırıda bulunulacak
Sorun: Şu ana kadar Ladin başarıyla takip edilemedi
Saldırıların Ortadoğu kaynaklı Terör Ağı tarafından organize edildiği varsayımında:
Tavır: Irak ya da Ortadoğu bölgesindeki başka alanlara bombalı saldırı düzenleme
Petrol fiyatları yükselecek
Petrol üreticileri açısından olumlu olacak- Rusya fiyatlardaki yükselişten olumlu etilenecek
Net petrol ithalatçısı konumundaki ülkeler zarar görecek
Saldırıların Küreselleşme Karşıtları Örgütlerce düzenlendiği varsayımında:
Tavır: Belirgin bir hedef saptama oldukça güçleşecektir
İş dünyasında güven aşınacaktır
Tüketicide güven aşınacaktır
Küresellşme açısından olumsuz olacaktır
A.B.D'nın topalanması ve küresel ekonomik etkinlikler açısından olumsuz olacaktır
Hisse senetlesi piyayası açısından olumsuz olacaktır
Gerçekleştirilen saldırılar, organizasyonel boyutları, koordinasyon seviyesi, uygulanma şekli ve medyada yarattığı etki bakımından daha önce gerçekleştirilen saldırılardan oldukça farklı ve dehşet verici niteliktedir.
Saldırıların esas hedefinin A.B.D. olduğu açıkça belirgindir. Söz konusu durum çok şaşırtıcı değildir. Nitekim geçmişte A.B.D.'ye yönelik saldırılar gerçekleştirilmiştir. Ancak bu saldırının farkı: (1) Saldırılarda A.B.D.'nin kalbi olan ve hayati önem taşıyan merkezler hedef alınmıştır (2) Saldırılar, Filistin'de intifanın hız kazandığı bir döneme denk gelmektedir. A.B.D. çıkarlarının uluslararası düzeyde tehdit edilmeye devam edileceği açıktır.
A.B.D çıkarları Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Bölgelerinde de tehtid edilmeye devam edecektir.
Ancak, hala terör eylemlerinin kim tarafından gerçekleştirildiği kesinlik kazanmamıştır. Konuya ilişkin belli başlı varsayımlar aşağıda sunulmuştur:
Saldırılar, Suudi Arabistan doğumlu olan ve halen Afganistan'da saklanmakta olan Osama Bin Laden tarafından gerçekleştirilmiş olabilir
Üyeleri farklı ülkelerden olan Radikal İslamcı gruplar tarafından gerçekleştirilmiş olabilir
Radikal Filistinli gruplar tarfından gerçekleştirilmiş olabilir
Devlet destekli terör gruplarınca gerçekleştirilmiş olabilir
Bu örgütlerin finansman ve eğitim ağları düşünüldüğünde, aralarında koordinasyon ve etkileşim olma ihtimali kuvvetlenmektedir. A.B.D'ye yönelik saldırılar, farklı örgütlerin ortak çalışması sonucunda gerçekleştirilmiş olabilir.
Bir örgütün söz konusu saldırıların sorumluluğunu üstlenip üstlenmeyeceği belli değildir. Diğer yandan kuşkusuz böyle bir üstlenme kesin doğru olarak değerlendirilemez.
A.B.D. hükümeti (1) A.B.D. çıkarlarını koruyacak ve (2) saldırıların kim tarafından gerçekleştirildiği kesinlik kazanmasa bile karşı tavır alacaktır.
A.B.D., Amerika, Avrupa ve Ortadoğu'daki radikal islamcı kesimlerin yasadışılaştırılması konusunda ısrar edecektir. Bu durumun en önemli sonularından birisi de, A.B.D.'nin Filistin Lideri Yaser Arafat üzerinde baskı kurarak bölgedeki tüm İslamcı örgütlerin kontrol edilebilen bölgelerde teşkilatlanmasını sağlamasını istemesi olacaktır.
A.B.D.'ye yönelik saldırıların sorumlularına karşı askeri düzeyde bir cevap verilmesi kuvvetli bir ihtimaldir. A.B.D. kamuoyu da böyle bir harekatı destekleyecektir. Söz konusu askeri harekatın Orta Doğu Bölgesi de dahil olmak üzere pek çok alana yönelmesi de mümkün gözükmektedir.
Saldırının ardında Filistin kökenli güçlerin olması halinde A.B.D Filistin'e askeri harekat düzenlemek konusunda isteksiz olabilir.
A.B.D.'nin, radikal islamcı örgütlerin merkezi olan Ortadoğu, Afganistan ve Asya'ya yönelik harekatta bulunması ve direkt olarak bu bölgelerin terörist örgütlerden temizlenmesine yönelik tavır alması daha olası gözükmektedir.
A.B.D.'nin Afganistan'a yönelik gerçekleştireceği olası harekata karşı çevre islam ülkelerinden belirgin bir tepki gelmesi kuvvetli bir ihtimal değildir. Afganistan'daki Taliban örgütlenmesini destekleyen Pakistan ve Suudi Arabistan'ın böyle bir harekat karşısında pasif kalması beklenmektedir.
Gelişmekte Olan Ülkelere Etkileri
Söz konusu gelişmelerin, gelişmekte olan ülkeler üzerinde farklı etkileri aşağıda belirtilen unsurlara bağlı olarak farklı olacaktır:
A.B.D. ile olan ihracat düzeyine ve ihracat açısından bu ülkeye olan bağımlılk seviyesi
Dış ticaret yapısı - petrol ithal eden ülkeler olumsuz ihraç edenler ise olumlu etkilenecektir
Borçluluk düzeyine bağlı olarak yeni finansman ihtiyacı seviyesi
En çok etkilenenler: A.B.D'de yavaşlayan büyüme en çok Latin Amerika (özellikle Meksika) ve bazı Asya ekonomilerini etkileyecektir. Gerçekleştirilen terör eylemlerinin küreselleşme sürecine zarar vermesi halinde Latin Amerika ve Asya ekonomilerinin etkilenme düzeyi artacaktır.
En az etkilenenler: Özellikle petrol gibi emtia ihraç eden ve A.B.D. ile ticaret ilişkilerinin daha sınırlı düzeyde olduğu ülkeler - Rusya ve Kazakistan
Gelişmekte Olan Ülkelerde İhracat Bağımlılığı
Aşağıda sunulan tablolarda, gelişmekte olan ülkelerin A.B.D, OECD ülkeleri ve diğer gelişmekte olan ülkelere olan ihracat bağımlılık düzeyleri belirtilmiştir. Tabloların daha rahat kullanımı amacıyla, bağımlılık düzeyleri farklı spesifik verilere göre sıralandırılmıştr. Beklenildiği şekilde, tablo 18 ve 19'daki veriler, A.B.D'ye en çok ihracat gerçekleştiren 3 ülkenin Latin Amerika Ülkeleri olduğunu göstermektedir. Bu ülkeler sırasıyla Meksika, Venezüella ve Kolombiya'dır. Gelişmekte olan ülke ekonomileri A.B.D ve diğer gelişmiş ülkelerle olan ticaret hacimlerinin düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Söz konusu süreçten etkilenme seviyesi A.B.D ve diğer gelişmiş ülkelere olan ihracat hacminin yanısıra, ihraç edilen ürünlerin bu ülkelerin GSMH'ları içerisindeki payına da bağlı olacaktır (Başka bir deyişle gelişmekte olan ülke ekonomilerinin ''açıklık'' seviyesine bağlı olcaktır). Bu bağlantıyı kurabilmemiz açısından, tablo 19'da söz konusu ihracatın gelişmekte olan ülkelerin toplam GSMH'ları içerisindeki payları gösterilmiştir. ''Büyüme bağımlılığı düzeylerini'' gösteren son tabloda da A.B.D ve diğer gelişmiş ülke ekonomilerindeki yavaşlama dönemlerinde, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyümelerinin gösterdiği yavaşlama seviyeleri belirtilmiştir.
En Çok Etkilenenler
Tablo 19'da , A.B.D. ekonomisindeki yavaşlamaya en duyarlı olan ülkelerin sırasıyla Nijerya, Malezya, Meksika, Filipinler ve Ekvador olduğu görülmektedir. Meksika'nın, A.B.D.'deki yavaşlamaya karşı duyarlılık derecesi bakımından Nijerya ve Malezya'nın ardından gelmesi ilk bakışta şaşırtıcı gelse de söz konusu durum aslında Nijerya ve Malezya'nın A.B.D.'ye gerçekleştirdikleri ihracata önemli ölçüde bağımlı olmalarından kaynaklanmaktadır. A.B.D. ekonomisindeki yavaşlamaya en duyarlı 10 ülke içerisinde herhangi bir gelişmekte olan Avrupa ülkesi yer almamaktadır. Gelişmekte olan Avrupa ülkeleri içerisinde söz konusu duyarlılığın en yüksek seviyede olduğu ülke %5 ile Macaristan'dır. Nijerya ekonomisinin A.B.D.'deki yavaşlamaya bu derece duyarlı olmasındaki esas sebep, ülkenin ihracatının ağırlıklı olarak petrole dayalı olmasından kaynaklanmaktadır. A.B.D.'deki yavaşlama dönemlerinde elindeki petrolü başka ülkelere yönlendirme şansı olan Nijerya, bu dönemlerde gelişmiş OECD ülkeleri ekonomilerinin de yavaşlaması ve petrole olan talebin zayıflaması sonucunda olumsuz etkilenmektedir. İlişkiteki tablolar, gelişmekte olan ülkelerin A.B.D dışındaki diğer gelişmiş ülke ekonomilerindeki yavaşlamaya karşı duyarlılıklarını ölçmeleri bakımından önem taşımaktadır.
En Az Etkilenenler
A.B.D. ekonomisindeki yavaşlamaya karşı en az duyarlı olan gelişmekte olan ülkeler arasında Polonya, Arjantin, Fas, Türkiye, Bulgaristan, Kazakistan, Ukrayna ve Rusya yer almaktadır. En duyarlı ülkelerin duyarlılık düzeyi yaklaşık %27 seviyelerinde iken, en az duyarlı olan ülkelerde duyarlılık düzeyi yaklaşık %3 seviyesindedir. Latin Amerika ülkesi olan Brezilya ve Arjantin'in duyarlılık düzeylerinin düşük olması, bu ülke ekonomilerinin göreceli olarak daha ''kapalı'' olmasından kaynaklanmaktadır (Gelişmiş ülkelere gerçekleştirdikleri ihracat hacminin GSMH'ları içerisindeki payı oldukça düşüktür).
Söz konusu ülkeler arasındaki dış ticaret ağı olası likidite ve ödeme problemlerine yol açabilir. Tablo 20'de, dış ticarete ilişkin gelişmelerin potansiyel etkilerini ölçebilmek amacıyla, gelişmekte olan ülkelerin rezervlerindeki dalgalanma düzeyini gösteren veriler sunulmuştur. Bu veriler, bölgedeki ticaret ağındaki yavaşlama dönemlerinde ihracattaki %10'luk daralma karşısında gelişmekte olan ülkelerin uluslararası rezervlerinin ne derece eridiğini göstermektedir. Söz konusu indikatör, bir öncekine göre önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Nitekim burada gelişmekte olan ülkelerin sahip olduğu uluslararası rezerv kaynakları önem kazanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin dış ticaret hacminde meydana gelen azalmaya bağlı olarak likidite problemi yaşama potansiyellerini gösteren bu verilere göre yapılan sıralamada Meksika, Ekvator, Venezüella ve Filipinler en başta yer almaktadır (Meksika'nın A.B.D'ye gerçekleştirdiği ihracat hacindeki her %10'luk gerileme ülkenin rezervlerinde %31'lik düşüşe sebep olmaktadır). Polonya, Fas ve Bulgaristan ise en düşük duyarlılık düzeyine sahip ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dış Ticaret'te Emtia Ticareti Yapısı
Güvenli liman olarak değerlendirilen petrol, altın ve diğer değerli metal üreticileri söz konusu gelişmelerden göreceli olarak daha az etkileneceklerdir. Net petrol ithalatçısı konumundaki ülkelerin current accountları ise olmsuz etkilenecektir.